2014-12-03

Amsterdam





Hollanda'nın önemli bir kısmı deniz seviyesinin altında yer alır. Ren, Maas ve Schelde nehirleri Hollanda üzerinden denize dökülerek ülkeyi delta haline getirir. Ülkenin sular altında kalmaması için kilden oluşan setlerden yararlanılmış ayrıca gelgitlerin etkisinin azaltılması için yapay kanallar açılmıştır. Setler kurulduktan sonra arazilerden suların boşaltılması ve arazilerin kurutulması için ilk zamanlarda yel değirmenlerinin gücünden faydalanılmıştır.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam 11 milyon tahta kazık üzerine inşa edilmiş bir şehir. Amstel nehrinin Zuiderzee (Kuzey Denizi) ile buluştuğu noktaya kurulmuştur. Şehirdeki kanallar nedeniyle kuzeyin Venedik’i de denilebilir. Güzelliği nedeniyle bana göre Avrupa’da görülmesi gereken yerlerden biri. Şehirde yaşayan insanlar açık fikirli, hoşgörülü ve turistlere karşı sıcakkanlılar.

Kanalların etrafındaki tarihi binalar tahta kazıklar üzerine oturtulmuştur. Çoğu evler kazıkların çürümesi nedeniyle yana doğru yatmıştır. Evlerin pencereleri büyüktür. Bu durum hem ağırlığın düşmesine hem de evler küçük ve dar olduğundan eşyaların pencereden eve taşınmasını sağlamaktadır. Evlerin üst kısmında eşyaların taşınması için makara bulunmaktadır. Bazı evlerin öne doğru eğilmiş olduğu göze çarpmaktadır. Bunun nedeni olarak eşyaların yukarı taşınması sırasında binaya zarar vermesinin engellenmesi gösterilmektedir. Öte yandan geçmiş dönemde binaların eğikliğinin zenginlik göstergesi olarak kabul edildiği de söylenmektedir. Evler tuğladan inşa edilmiş olup, zenginlerin evleri ithal taşla kaplıdır.Şehirde yeterince arazi bulunmadığından kanal üzerindeki evlerde veya teknelerde yaşayan insanlar dahi bulunmaktadır. 


Amsterdam oldukça küçük bir şehirdir. Çoğu yere tramvay veya yürüyerek ulaşım mümkün. Öte yandan bisiklet çok fazla. Şehirde katlı bisiklet otoparkları dahi bulunuyor. Genelde kullanılan bisikletlerin modern ve yeni olmadığı gözlemlenir. Bu durum bisiklet hırsızlıklarından kaynaklanmaktadır.

Hava yazın bile oldukça soğuk olabilmekte ve sürekli yağış almaktadır. Bu nedenle şehri gezerken şemsiye ve kalın giysiler bulundurmakta yarar var.

Gezilecek Yerler

Centraal Station 




1889 tarihli olup Damrak bulvarı üzerinden Dam Meydanına çıkılabilmektedir. Şehrin kalbindedir. Bu bina 3 tane yapay ada üzerinde 8.687 adet tahta kazık kullanılarak inşa edilmiştir. 

Sint-Nicolaaskerk (Aziz Nicholas Kilisesi) 




Centraal Station’dan çıkınca kanal köprüsünden geçerken kolayca görülebilen 1887 tarihli Katolik kilisesidir. 


Schreierstoren (Ağlayan kule) 




Centraal Station civarında Prins Hendrikkade caddesi üzerinde yer alan bu kule adının denize açılan erkekleri uğurlamak için kuleye çıkıp ağlaşan kadınlardan geldiği söylenmektedir. Şuan içinde bir cafe yer almaktadır. 


Dam Meydanı







Buranın asıl merkez olduğunu söylemek mümkün. Burada Koninklijk Paleis (Kraliyet Sarayı), sarayın yanında Nieuwerk Kerk (Yeni Kilise) ve meydanın diğer tarafında 2. Dünya Savaşı anısına bir anıt bulunmaktadır. Meydan civarında Madame Tusssauds müzesi de yer almaktadır.  






Magna Plaza sarayın hemen arkasında Dam meydanında yer alan 19. Yüzyıla ait Gotik tarzda gösterişli bir yapıdır. Burası postane olarak inşa edilmiş ancak şu an alışveriş merkezi olarak kullanılmaktadır. 

Red Light District (Kırmızı fener bölgesi)


Kırmızı Fener Bölgesi

Haritadan bakıldığında Centraal Station’ın sağ tarafında Oude Kerk’in güneybatısında özellikle Centraal Station ile Nieuwenmarkt arasında kalan kısımda yer alan Amsterdam’ın en çok turist çeken yerlerinden birisidir. Dar sokaklarda kırmızı florasan lambalı cam kapıların arkasında minik odalarda bulunan hayat kadınları kendilerini sergilemektedir. Ancak fotoğraflarını çekmek kesinlikle yasaktır. Aksi taktirde çok büyük tepkileriyle karşılaşabilirsiniz. Özellikle hava karardıktan sonra bu bölge canlanmakta ve turistlerin akınına uğramaktadır.

Coffee Shop'lar 




Red light bölgesinde bolca bulunmaktadır. Bunlardan en çok bilineni The Bulldog’tur. Bu kafelerde ot ve ot içeren ürünler satılmaktadır.  Sokaklar bu kafelerden gelen koku ile dolmaktadır. 




Bu bölgede ayrıca cinsellik içerikli showlar, tiyatrolar ve dükkanlar yoğunlukla yer almaktadır. 

Oude Kerk (Eski Kilise)


Şehrin en eski kilisesidir. Yapılışı 1250’li yıllara kadar dayanır. Şehrin red light bölgesinde gotik yapısıyla dikkat çekmektedir.

Zuiderkerk (Güney kilise) 




17. Yüzyıla ait Protestan kilisesi olup şehrin Nieuwmarkt bölgesinde yer almaktadır. Bu kilise Protestanlara özel olarak inşa edilen ilk kilisedir. Kilise Monet’in resmine de konu olmuştur. 



Museumplein (Müzeler bölgesi) 




Rijksmuseum (Ulusal Sanat Galerisi), Van Gogh Museum ve Stedeljik Museum’un yer aldığı bir bölgedir. Centraal Station’ın önünden 2 ve 5 no’lu trenlerle ulaşım mümkün. Rijksmuseum’un arka tarafında 2 metre yüksekliğinde ve 23,5 metre genişliğinde meşhur I amsterdam yazısı yer almaktadır. 

Kanal turu 

Amsterdam’ı görmek için güzel bir aktivitedir. Centraal Station civarında kanal turu düzenleyen birçok tekne bulunuyor. 1 saati aşkın süren tur sırasında audio guide ile  şehrin tanıtımı gerçekleştiriliyor. Tekne turu esnasında Reguliersgracht’ta yedi adet köprünün ard arda sıralandığı noktadan güzel fotoğraflar çekmek mümkün.

Royal Delft Experience 

17. Yüzyıldan kalan porselen fabrikasıdır. Muntplein’deki Munt Tower’da bir şubesi yer alır. 

Anne Frank Huis 

Anne Frank’ın ailesi ile birlikte Nazilerin şehri işgali sırasında saklandıkları yerdir. Anne Frank bu dönemde yaşadıklarını günlüğünde anlatmış, Naziler tarafından saklandıkları yer keşfedilince kamplara gönderilmiştir. Burada tifüsten ölmüş, sağ kalan babası tarafından günlük kitap haline getirilmiştir. Prinsengracht’ta yer alan müzeye yürüyerek veya 13 nolu tramway ile ulaşım mümkün.

Amsterdam’dan Günübirlik Geziler


Günübirlik geziler ile Hollanda’nın geleneksel evlerini ve yel değirmenlerini görmek mümkün. 

Marken
Marken

Marken 

Kuzey denizi bölgesinde sakin bir balıkçı kasabasıdır. Otlayan hayvanlar (Freisland ineğini) ve yerel giysili insanlarla karşılaşılabileceğiniz bir yerdir. Toprakların sular altında kalmasını engelleyen setler burada görülebilir. Buraya Centraal Station’dan otobüsle ulaşmak mümkün olup yolculuk 30-45 dakika sürmektedir. 

Volendam


Volendam 

Marken’in yakınında turistik bir kasabadır. Kuzey denizine karşı sıralanmış tipik Hollanda evleri ile sakin ve güzel bir yerdir. Kafeler ve Hollanda porseleni, laleleri, peyniri ve tahta ayakkabıları satan hediyelik eşya dükkanları bulunur. 




Volendam girişinde Gouda peynirinin ve Hollanda’nın meşhur tahta ayakkabılarının yapılışını gösteren dükkanlar yer alır. 

Rotterdam 


Erasmus Köprüsü

Amsterdam’dan trenle yaklaşık 1 saat uzaklıkta olan bir liman kentidir. Nüfus açısından ülkenin Amsterdam’dan sonraki ikinci büyük kentidir ve Avrupa’nın en büyük limanlarından birine sahiptir. Hollanda’nın güneyinde yer alan şehir ilginç mimari yapılarıyla dikkat çekmektedir. Özellikle kübik evler oldukça meşhurdur. Bunun yanı sıra, Maas nehri üzerindeki 800 metre uzunluğundaki Erasmus köprüsü şehrin en önemli yapılarındandır. 

Kübik evler
Hotel New York 

Rotterdam’da yer alan Hotel New York Hollanda-Amerika Hattı isimli şirketin binası olarak 1901’de inşa edilmiştir. Bu şirket gemilerle Amerika’ya göç eden Hollandalıları taşıyordu.

Madurodam'da maketlerin üstüne konmuş bir karga

Den Haag (Lahey) 

Amsterdam’dan trenle yaklaşım 1 saat uzaklıkta olan daha çok hükümet binalarının yer aldığı düzenli bir şehirdir.  Yüksek Adalet Divanının yer aldığı Peace Palace burada yer alır. Şehirde Hollanda’nın önemli yapılarının minyatürlerinin bulunduğu Madurodam keyifli vakit geçirmek için ziyaret edilebilir. 
Madurodam

Mesdag

Mestag tarafından yapılmış olan şehrin plajının ve Schveningen köyünün 19. Yüzyıldaki halini resmeden panaromasının yer aldığı Panaroma Mesdag ziyareti şehirde yapılabilecek bir diğer aktivitedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder