Paris

Alexander III Köprüsünden Eyfel Kulesi

Paris

Paris'e iki kere gitme fırsatım oldu. Güzel bir şehir olduğunu düşünsem de çok etkileyici bulmadığımı söylemeliyim. Şehir merkezinde trafik yoğun. Sürücüler trafik ışıklarına çok dikkat etmiyor. Yine de çok büyük beklentilere girmemek şartıyla gidilmesini tavsiye ederim. Güzel fotoğraflar ve anılarla dönmek mümkün. 

Ulaşım

Charle de Gaulle Havaalanından Roisy Bus'a binerek şehir merkezine 45 dk'da ulaşmak mümkün. Roisy bus her 15 dk'da bir kalkıyor ve bileti de hemen havaalanı dışındaki şubesindeki otomatlardan temin edebiliyorsunuz 10 Euro'ya. Şehrin değişik bölgelerine ulaşım sağlanıyor. Opera bölgesine giden otobüs için Rue Scribe son durak ve dönüş biletinizi de şehir merkezindeki duraklarda bulunan otomatlardan sonra da alabilirsiniz. 

Konaklama 

Opera bölgesindeki Hotel Caumartin'de konakladım. Orta sınıf temiz. küçük odalı bir butik oteldi. Opera bölgesi konaklamak için iyi bir tercih çünkü turistik yerlerin çoğuna (Champs Elysees, Notre Dame, Louvre gibi) yürüyerek rahatlıkla ulaşabildim.

Gezilecek Yerler

Notre Dame de Paris 

Notre Dame de Paris

Notre Dame katedrali 12. ve 14. Yüzyıllar arasında inşa edilmiş gotik mimariye sahip gösterişli bir yapıdır. İçinde bir de hazine kısmı bulunur. Hergün açık olan katedrale metro ile kolayca ulaşım mümkün. Katedral İle de la Cite adasında yer alır. İle de la Cite Seine nehrinin ortasında yer alan bir ada olup Paris’in en eski yerleşim yeridir. 

Place Charles de Gaulle 

Parislilerce yıldız olarak bilinen bir dairesel merkezdir. Burada Arc de Triomphe bulunur. Bu zafer takı Napolyon tarafından kazanılan zaferler anısına yaptırılmış olup 1836 yılında tamamlanmıştır. 

Eyfel Kulesi 

Eyfel kulesine çıkmak istiyorsanız biletinizi internetten alabilirsiniz aksi taktirde bilet kuyruğuyla karşılaşabilirsiniz. Eğer şansınıza hava kötü olmazsa buradan manzaranın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. 2. ve 3. katlara asansörle çıkmak mümkün. Metroyla ulaşım kolay line 9 Trocadero durağı. Geceleri ışıklandırıldığından kuleyi uzaktan izlemek de ayrı bir güzel.

Eyfel kulesine çıkmak yerine uzaktan foto çekmek ve izlemek isterseniz kuleyi en iyi görebileceğiniz yer bana göre Trocadero'dur. 

Avenue des Champs-Elysees 

Champs Elysees

Bir ucu Place Charles de Gaulle’ye çıkarken diğer ucu Place de la Concorde’ye çıkar. Dünyanın en ünlü caddelerinden olan bu caddenin her iki tarafındaki özel bakımlı ağaçlar caddeye ayrı bir güzellik katar. Cadde üzerinde ünlü ve şık mağazalar ile soğan çorbası ve salyangoz deneyebileceğiniz restoranlar ile güzel kafeler bulunur. 

Place de la Concorde 

1836’da dikilmiş olan tarihi dikilitaşa, fıskiyeye ve birçok heykele sahip önemli bir merkezdir. Fransız devrimi esnasında Kraliçe Marie Antoinette dahil olmak üzere birçok kişi burada giyotinle can vermiştir. Meydandaki kadın heykelleri Fransa’nın büyük şehirlerini temsil etmektedir. 

Grand Palais

Champs-Elysees üzerinde Place de la Concorde’ya doğru inerken sağ tarafınızda bulunan 1900 yılında inşa edilmiş cam tavanlı yapıdır. Karşısında Petit Palais bulunur. Bu binalar müze olarak kullanılmaktadır. 

Alexander III Köprüsü 

Grand Palais ve Petit Palais’in önünde bulunan 1900 tarihli yaldızlı heykellerle süslü gösterişli bir köprüdür. 

Palais du Louvre 

Fransa kralları tarafından kullanılmış dünyanın en büyük saraylarından biridir. 1793 yılında devrim sırasında kamu müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Müzede Mısır, Yunan, Mezopotamya dönemine ait eserlerin yanı sıra 13. Yüzyıldan 19. Yüzyılın ortalarına kadar olan Avrupalı sanatçılara ait tablolar, heykeller ve İslami eserler de yer almaktadır. Müzenin ana girişi piramidin yanındaki kısımdan olduğu gibi müzenin yan girişleri de bulunmaktadır. Biletler 11 Euro (2013 fiyatı) olup sıra beklememek için Rue de Rivoli girişindeki mağazaların olduğu kısımda yer alan büfeden de bilet temin edilebilir. Mona Lisa tablosu Denon kısmında 1. Katta dip kısımlarda yer almakta ve camın arkasında sergilenmektedir. 

Arc de Triomphe du Carrousel 

Place du Carrousel’de Louvre müzesindeki piramitin karşısında yer alır. 1808 yılında Napolyon’un savaş sonrası zaferi nedeniyle inşa edilmiştir.  

Montmarte Tepesi

Montmarte

Füniküler

Sacre Coeur Basilikasının bulunduğu bu tepeye füniküleri ile çıkmak mümkün ancak merdivenler de bir o kadar güzel. Metronun Anvers durağı ile fünikülere ulaşılabilir. Buradan ressamların, çok  şirin cafelerin ve dükkanların olduğu sokak ve Place du Tertre adlı meydana  çıkılıyor.

Sacre Coeur Basilikası

Beyazlığı kireçtaşından kaynaklanan bu basilikanın inşası 1914 yılında tamamlanmış.

Galeries Lafayette

Boulevard Haussmann'daki bu büyük çok katlı alışveriş merkezi alışveriş severler için tam bir cennet. Parfüm reyonunda kendimden geçtim. Ayrıca, 1912 yılında inşa edilen binanın mimarisi de çok etkileyici. 

Tekne Turu

Seine Nehri'nde Tekne Turu

Tekne Turu Paris'te yapılabilecek güzel bir aktivite. 1 saat 15 dk sürüyor. Champs-Elysees'i kesen caddelerden sola dönünce Bateaux Mouches'ten tekneye binilebiliyor. Fiyat 12,5 Euro civarıydı. (2013)

Disneyland

Disneyland Park için bir gününüzü ayırmanızı tavsiye ederim. Çocukluğumun  hayali olan bu yeri gördüğüme sevinsem de biraz yenilenmeye ihtiyacı olduğunu eski  moda kaldığını tek düşünen ben miyim bilmiyorum. Belki de Los Angeles'taki Universal Studios'u gezmeden önce gelseydim daha farklı düşünebilirdim.Yine de Paris'e gelmişten uğramamak olmaz.

Disneyland Paris'e trenle yaklaşık 35 dk uzaklıkta. Kalabalık yüzünden biletlerde sorun yaşamamak için internetten almakta yarar olabilir. Fiyat Disneyland Park için 65 Euro.

Haritanızı aldıktan sonra bu harita üzerinden  aktivitelerin yerlerini ve hangi yaş için uygun olabileceğini kolayca bulabilirsiniz. Sabah 10 gibi gittiyseniz bazılarının hala açılmamış olduğunu görüyorsunuz. Yalnız güzel olanların önünde  çok kuyruk oluyor. Öğleden sonra kuyruk daha da çoğalıyor. Bu nedenle biletlerinizi kullanarak binmek istediklerinize saat girerek rezervasyon yaptırabiliyorsunuz hepsinin önündeki turnikelerden. Şunu da belirtmek gerekir ki diğerinin vakti gelmeden birden fazlasına rezervasyon yaptıramıyorsunuz. 

Indiana Jones

Big Thunder Storm

Yetişkinseniz seveceğiniz parka girince vakit kaybetmeden denemenizi tavsiye edeceğim roller coasterlar kesinlikle Indiana Jones ve Big Thunder Storm. Bir diğeri de Karayip Korsanları. 

Karayip Korsanları

Riverboat

Yukarıda bahsettiklerimi denedikten sonra burada yer alan kafelerden yemek yiyip daha sonra çok çeşitli hediyelik eşya dükkanlarından hediyeler alabilirsiniz. Geri kalan zamanda yapacağınız aktivitelerden biri de sakin sakin boatla gezmek, korku evine girmek olabilir. Ama bunlar üstte bahsettiklerim kadar zevkli  değil bana göre.

Geçit Töreni

Akşam olunca kapanışa yakın geçit töreni için yolda kendinize önlerde güzel bir yer kapın. Zira rengarenk süslü arabalarıyla müzik eşliğinde çizgi film karakterlerinin geçit töreni kaçırılmaması gereken bir gösteri. 

Maldivler

Veligandu Island

Deniz Uçağından Manzara

Maldivler özellikle balayı için tercih edilebilecek Hint okyanusunda çok sakin ve güzel bir Asya ülkesi. Vize uygulaması yok. Halkı müslüman olan bu ülkenin başkenti Male ve nüfusu yalnızca 100.000 civarı. Maldivler 26 atoldeki binin üzerinde adadan oluşuyor. Yıl boyunca hava 30 derecede seyrediyor. Geceleri sıcaklık gündüze kıyasla birkaç derece daha düşük oluyor. Aralık ve Nisan ayları arası daha çok güneşli oluyor. Ancak ben Kasım 2014 tarihinde gitme fırsatını buldum. Hava durumu yağışlı gösterse de gerçekte bir-iki gün çok kısa süreli yağmur oldu. 7 günlük tatilimin geri kalan zamanında hava çok güzeldi.

  

Binlerce ufak tefek adadan oluşan Maldivlerde balayını geçirmek için biz Veligandu Adasını seçtik. Expedia’dan kolayca rezervasyon yapılıyor. Bu ada baştan başa 10 dk’da yürünebilecek kadar küçük ve üzerinde sadece bir tane tesis var. Bu tesisin adı Veligandu Island Resort. Tam pansiyon olarak konaklamak mantıklı oluyor. Tüm ödemeler dolar cinsinden yapılıyor.

Bu adada herşeyiyle mükemmel bir tatil geçirdik. Tereddüt etmeden tavsiye edebileceğim kadar güzel bir tesis burası. 

Ulaşım

Ulaşım için İstanbul’dan THY ile direkt uçmak mümkün ancak biz daha uygun fiyatlı bilet bulduğumuz için Emirates ile uçmayı tercih ettik. Bu arada Qatar Havayolları da Doha aktarmalı olarak İstanbul’dan Male’ye uçuyor. Açıkçası konfor ve yemekler açısından Emirates THY’yi aratmadı. 4 saatlik yolculukla Dubai’ye uçtuktan sonra bir 4 saatlik uçuşla Male’ye vardık. Bu arada Male ile İstanbul arasındaki saat farkı 3. Male’de bizi daha önce uçuş bilgilerimizi verdiğimiz Veligandu Resort yetkilisi karşıladı ve deniz uçağı için biletlerimizi aldı. Biletler tek kişi gidiş-dönüş 300 Dolar (Transmaldivian airlines) tutuyor ve otel çıkışında ödüyorsunuz. Havaalanında ufak bir minibüsle deniz uçağının terminaline 10 dk kadar süren bir yolculuk yaptık. Deniz uçağının hareket saatini yarım saat kadar serin bir lounge’da bekledik.

Terlikli ve şortlu pilotlar bavullarımızı uçağa yerleştirdi ve camına yapıştırdığı haritaya bakarak adamıza doğru yola çıktı. 20 dakikalık bir uçuştan sonra Veligandu'ya ulaştık. Veligandu adası Male saatine göre 1 saat ileri.

Konaklama

Veligandu'da su üstü jakuzili bir odada konakladık. Ancak plaj villaları da oldukça güzel gözüküyordu. Yine de sabah uyanır uyanmaz yataktan sonsuz okyanusa bakmak güzel bir duygu. Odadan okyanusa direkt iniş vardı ve hemen önümüzde snorkel alanı bulunuyordu.

Bavulda Bulunması Gerekenler

Deniz gözlüğü, snorkel ve paletler şart. Palet yerine deniz ayakkabısı da alınabilir. Zira denizin altındaki mercanlara çıplak ayakla basmak yaralanmak demek. Mümkünse sualtı kamerası edinilebilir. Ancak otelde de kiralama imkanı var. Bir de yüksek dereceli bir güneş kremi gerekiyor.

Aktiviteler

Ufacık adada 7 gün konaklamamıza rağmen bir an bile sıkılmadım. Güzel bir kahvaltıdan sonra bazen odanın önünden bazen de plajdan snorkel yapmak çok güzeldi. Anlaşılan o ki mercanlar bir yanardağın tepesinde yer aldığından su çok sığ ancak birden bire derinleşiyor. Oralarda snorkel yapmak yasak. Surgeon fish gibi irili ufaklı rengarent balıklar suyun altında varlığınızdan dolayı rahatlarını bozmadan sizinle birlikte yüzüyor. Bu çok güzel ve farklı bir duyguydu benim için. Buarada belirmem gerekir ki balıkları tehlikeli olabileceğinden dolayı su altındayken beslemek yasak.

Otelden sürat motoruyla özel olarak çok daha güzel mercanları görmek üzere açıldık. Elimizde tuttuğumuz motorlar ile enerji sarfetmeden hızlı bir şekilde yüzerek mercanları ve balıkları seyretmek eşsiz bir deneyimdi.

Köpekbalığı

Çok istememe ancak biraz da korkmama rağmen su altında yüzerken köpekbalıklarına ve vatozlara rastlamadım. Sanırım insanları uzaktan görüp yaklaşmıyorlar. Oysa ki odanın verandasında birçok kez köpekbalığı ve dev vatozu gördük. Köpekbalıkları ile ilgili olarak yaptığımız araştırmada herhangi bir saldırı vakasına rastlamadık. İnsanlar zarar vermedikçe saldırmıyorlar diye duyduk. Bu nedenle yüzmek güvenli.  

Akşamları bembeyaz kumsalda yürüyüş yaparken irili ufaklı  bir çok yengece rastladım. 

Hamakta uzanmak, havuzda yüzmek, elde kahve odanın verandasının önüne  gelen balıkları izlemek  veya futbol yapılabilecek diğer aktiviteler...

Havuzdan  su içmeye gelen bir kuş

Yeme-İçme

Çiçeklerle süslenmiş coconut suyunu  içmek çok hoşuma gitti. Ayrıca passion fruit (çarkıfelek meyvesi), üzüme benzeyen long kong, papaya ve guava gibi birçok ülkemizde  pek bulunmayan tropik meyvenin de tadına baktım. En sevdiğim passion fruitti.

Yemekler Avrupa damak tadına uygundu. Köri sosu hakimdi. Amburla Chutney adlı sosu çok sevdim. 

Coconut

Passion fruit, long kong ve diğer tropik meyveler

Budapeşte

Budapeşte Buda ve Pest isimli başlıca iki kısımdan oluşan bir güzel bir şehir. Tuna Nehri ve tarihi yapılar şehri görülmeye değer kılıyor. Bana göre ilk sıralarda yer almasa da Avrupa’da mutlaka görülmesi gereken şehirlerden. Şehri yürüyerek dolaşmak mümkün zira görülmesi gereken yerler birbirine oldukça yakın. Sakin, modern ve gezilmesi kolay bir şehir olduğunu söyleyebilirim.

Konaklama

Eben Hotel isimli üç yıldızlı bir otelde konakladım. Şehir merkezine biraz yürüdükten sonra metroyla ulaşmak mümkün. Metroda bilet kontrolleri çok sıkı yapılıyor ve aktarma yaparken bile biletinizi göstermezseniz ceza kesiliyor.

Gezilecek Yerler

Gellert Hill 

Şehrin tamamını panaromik olarak görmek için gidilmesi gereken bir yer. Tepeye çıktığınızda özgürlük heykelini yakından görüyorsunuz. Oldukça büyük olan bu heykel şehrin her tarafından görülebiliyor. 

Fishermen’s Bastion

Şehrin 1000. Yılını kutlamaları çerçevesinde 1895-1902 yılları arasında inşa edilmiş ve mimari açıdan ilgi çekici bir yapı. 

Kahramanlar Meydanı

Şehrin 1000. Yılını kutlamaları çerçevesinde 1900 yılında tamamlanmış. Meydanın ortasındaki kolonun üzerinde The Archangel Gabriel’in heykeli bulunuyor. Arkasında ülkeyi kuran 7 koloni liderinin heykelleri bulunuyor. 

St Stephen’s Basilica 

Macar krallığının kurucusu St Stephen’in adı verilmiş olan bu kilise 1905 yılında tamamlanmış. Şehrin en büyük kilisesi olup önemli turistik yerlerinden. 

Buda Castle

Buraya ulaşmak için funiküler kullanılıyor. Burada Royal Palace’ı ve bahçedeki birçok heykeli görmek mümkün. Prince Eugene of Savoy heykeli ile Matthias Fountain bunlardan ikisi.  

Chain Bridge 

Buda ve Pest’i birbirine bağlayan ilk kalıcı köprü olup Buda Castle’ın hemen önünde yer alıyor. 1849’da açılmış olan köprüde aslan heykelleri bulunuyor.

Parlamento Binası 

Neo-Gothic tarzda inşa edilmiş bugün de parlamentoya hizmet veren şehrin göz alıcı binalarından bir tanesi.

Parlamento Binası

Aktiviteler

Tuna Nehri Tekne Gezisi 

Buda ve Pest olarak şehri ikiye ayıran Tuna nehri üzerinde düzenlenen tekne turlarına katılarak şehrin önemli yapılarını görme fırsatı yakalanabilir. Özellikle gece aydınlatılan bina ve köprüler güzel bir görüntü sergiliyor.

Dream Island 

Oldukça hareketli ve gece eğlenmek için tercih edilebilecek bir bölge.

Çigan Gecesi

Gulaş gibi geleneksel yemek ve içkilerini tatma fırsatı için yapılabilecek müzikli bir diğer aktivite.

Alışveriş ve Yemek

Gulaş adlı yemekleri oldukça meşhur. Etli ve sulu bir yemek. Şarapları özellikle tokaj marka olanları her yerde mevcut. Vaci street mağazaların bulunduğu ünlü bir caddesi.